Sizce kimim?

İnsanlık tarihi kadar eski olduğumu düşünüyorum.  İlk olarak hangi duyguyla içildiğimi hatırlamıyorum. Fakat bahse girelim beni icat eden kişi hüzünlü bir an yaşıyordu ve beni kurtarıcı olarak görmüştür. Tıpkı şimdilerde 3 dünya ülkelerinin gördüğü gibi, fakir insanların gördüğü gibi veya umuda ihtiyacı olanların gördüğü gibi.
Ne kadar komik beni yak, bütün gücünle içine çek, sonra dışarı üfle ve dertlerinden kurtul… Yok, öyle yağma; bunun bir karşılığı olmalı değil mi? Ben seni üç, beş saniye dertlerinden arındırıyorsam karşılığında sende bana en değerli şeyini; sağlını vermelisin. Teklifim adil gelmedi mi? Sen bilirsin? Bana muhtaç olan zavallı sensin. Zavallı diyorum çünkü sana üç saniyeliğine dertlerini unutturuyorum, mutlu ediyorum, kafanı bulandırıyorum veya bağımlılığı gideriyorum; karşılığın da bütün sağlığını, iradeni alıyorum. Hem sadece senin değil sayende etrafındakilerin de sağlığını alıyor, zehirliyorum onları. Hem de seni zehirlediğimden daha fazla. Merak ediyorum insanoğlu bu kadar mı aptal, bu kadar mı zavallı?
 Kendi çocuğunu, sevdiklerini, arkadaş ve dostlarını sevmiyor; bana bağımlılığı yüzünden sevdiklerine zarar vermeyi, öldürmeyi göze alabiliyor.

 Biliyor musun? Ben şeytandan bile akıllıyım. Çünkü ruhunu şeytana satsan tatmin edici bir karşılığı olur. Benden ise her tüylü zarar ediyorsun. Nasıl mı? Malum en başta sağlığından oluyor. Sonra maddi kayıplar geliyor. ( Para, sen emek harca, çalış, çabala; kazandığın üç beş kuruşu bana harca. Yak beni, havaya üfle, emeğini. Hükümetler beni pek sever. Nedeni belli, kolay vergi yolu. Ne kadar zam yaparsan yapsın siz zavallılar benden asla vazgeçemezsiniz. Ben büyük kartellerin emrindeyim sayenizde onlara çok kazandırıp, onların gözdesi oluyorum siz zavallılar sayesinde. ) Bir kokum var insanın midesini bulandırır; üzerine, dişlerine, oturduğun evin perde ve koltuklarına siner, ne yaparsan yap çıkmaz. Beni içenin yalnız kalmasına sebep olurum.
Ellerin ve özelliklere işaret ile yüzük parmağının arasını sapsarı yaparım. Dişlerini iğrenç renklere bürünmesini sağlarım. Kısacası seni topluma rezil ederim.
Evindeki eşyalarına külüm düşer delik olur ve beklide yangın çıkar ve sen belki de sevdiklerin yanarak ölürsünüz.
Yaşlandırırım. İradeni çalarım; zayıf ve bana teslim olan bir insan olursun.

 Anlayamadığım şeylerden birisi benim külümü yemeniz; böyle iğrenç ve zehir içeren bir şeyi nasıl olurda yersiniz? Bu düpedüz aptallıktır. 

Siz zavallılar, beni hayatınızın her alanına soktunuz; tuvalete gidersiniz beni yakarsınız. Strese girersiniz beni yakarsınız. Mutlu olursunuz beni yakarsınız. Seks yakarsınız bir ben yakarsınız. Yemekten, çaydan, kahveden sonra hep beni yakıp dudaklarınızın arasına alıyorsunuz. Belki de eşinizin, sevildiğinizden çok beni görüyor, beni öpüyorsunuz, zavallılar.

Bana nasıl alıştığınızı biliyorum: Genelde arkadaş dediniz fakat aslında arkadaşınız olmayı hak etmeyen, sizin sağlığınızın katilleri tarafından alıştırılıyorsunuz. Yada sizi çok sevdiğini söyleyen ama ağzında bir ben ile size kötü örnek olan aile büyükleriniz, Tv'de, sinemada veya hayatta size örnek olması gereken kişilerin size kötü olması sayesinde. ( tv dizileri, sinema gibi dallarda benim üzerimi kapatarak çözemezsiniz. )

 Beni ilk yakıp içinize çektiniz de beyniniz uyuşur, sizi dertlerinizden arındırdığımı, sizi bütün kötülüklerden kurtardığını sanırsınız zavallılar. Sonra her sorunda istersiniz, istersiniz... Ve derken bağımlı olursuz bana. Ben sizi dürtmeye başlarım; " Hadi ne duruyorsun yak bir benden. " Derken gün gelir; biri bitmeden diğerimi yakarsınız.

Beni size yapıştıran " Nikotin " sayesinde ayrılamaz hale gelirsiniz benden. Sizi 300'den fazla zehirle, zehirlesem bile, konunuzu, bacağınızı sizden alsam bile, sizi cinsel açıdan zayıflatıp eşinin seni terk etmesine sebep olsam bile, size azap çektire çektire kanserden öldürsem bile, Akciğerlerinizi katranla doldurup elden ayaktan düşürsem bile, sizin benden vazgeçmemenize, vazgeçseniz bile hep kafanda " Yak beni içine çek" Diye sözlerin geçmesini sağlar. 

Şarkılarda bile geçer adım; şarkılara güzellik katar adım. Mesela: " Benim en iyi dostum içkim, … " sözler. 

Ne yalan söyleyeyim bu kadar kötü olduğum için ben bile kendimden tiksiniyorum, özelliklede küçük yaştaki çocukların ciğerleri gelişmeden aktif veya daha anne karnından itibaren bana maruz kalıp hasta insanlar, hasta toplum olmalarına. Fakat insanoğlu dünya üzerinde olduğu sürece bende olacağım. Üzgünüm.
Benden kurtuluş yok.